Marokaj Investoj de Canadian Bombardier Company

2 Komentoj

1. İlginç, ama piyasanın gerçeklerini gösterir bir haber. Hatırlarsanız “kendi düşen ağlamaz, iki gözden olur” diye bir halk deyimi vardır.
   Türkiye yerine, Fas v.b.g. sair ülkeleri tercih eden Bombardier v.b.g. şirketler, Türkiye’deki projelerde, hiçbir şekilde öncelik sahibi olmadığı gibi, tercihen de arka sıralara kaydırılmalıdır. Bu şekilde yabancı şirketlerin, yatırımcıların onlarca yıldır ülkemize gelip, burada sütün kaymağını toplayıp yemesi, yağını alması ve ülkemize sadece sütün en yavan sulu kısmını, en pahalı şekilde bırakmasının kabul edilemez olduğunu artık tüm bu ve benzer branş yabancı şirketlerine göstermek zorundayız. Bunun için:
   (a) mutlaka ülkemiz içinde üretim,
   (b) en az da %60 ile normalde %80 civarı oranda yerli ürün ve üretim oranı ve
   (c) bu oranlara ulaşmanın ise, en fazla 10 yıl içerisinde ulaşılması mutlaka şart koşulmalıdır.
   (d) Bu şartlara uymayan, uyamayan şirketler ise, çeşitli şekillerde dezavantaja sahip olmalıdır ki, verilen sözler yerine getirilebilsin. (Aksi örnekleri şu an yaşamakta olduğumuzu unutmayalım! Kore’li bir üreticinin pastadan büyük payı alırken, yerli oranı konusunda oyaladığı, ipe un serdiği, hepimizin bildiği vakıadır!)
   (e) Bu konudaki resmi denetim mekanizması, bakanlıklar seviyesinde mutlak ve ciddi şekilde çalışmalı, aksi durumlarda da en ufak bir taviz asla söz konusu olmamalıdır.
   (f) Bir diğer nokta ise, ülkemizin Bombardier’in Fas örneğinde olduğu gibi, ör.: İrlanda’daki üretim üssünün ucuz el emeği sağlar, en basit ve katma değeri düşük el emeği yoğun ürünlerin üretildiği, Avrupalıların tabiriyle “ileri ülkenin arka plandaki atölye masası/tezgahı” pozisyonuna düşürülmesi, kullanılması ise, kesinlikle önlenmelidir. Bu amaçla HiTech/ileri teknoloji ürünlerini ve gamını ülkemizde üretenlere de, sunulacak özel teşviklerle bu değişim, paylaşım cazip kılınmalıdır.
   (g) Bu amaçla bu şirketler kesinlikle bir 10 yıllık plan ve bu planda hangi ürün ve üretimleri gerçekleştireceğini ortaya koymalı ve bu planın realizasyon derecesi her yıl kontrol ile, uyulması mecbur kılınmalı, sürüncemede bırakılması kesinlikle önlenmeli, aksi taktirdeki gelişmeler ise, çeşitli yaptırımlarla engellenmelidir.
   Aksi taktirde, biz hep trene arkadan bakıp, arkasındaki kırmızı ışığın uzaklaşmasını veya en iyi ihtimalle sabit mesafede kalmasını seyredeceğimiz gibi, Milli-Tren v.b.g. projelerle ulaşmaya çalıştığımız seviyeye ulaşamaz, çok daha önemlisi sürekliliği ve güncelliği asla sağlayamayız.
   (h) Bu bağlamda en büyük teşvik ve destek ise, yabancı bu v.b.g. şirketlerin burada hatırı sayılır Ar-Ge merkezleri kurmasına verilmeli, know-how oluşumu sağlanmak zorundadır. Aksi taktirde önümüzdeki periyotlarda sürekli Milli-Tren projeleri yapar, sürekli kendi kendimizi aldatır, dışarıdan aldığımız, alacağımız %80’lik oranı göz ardı eder, %100 yerli der avunuruz!

2. Bu durum sözde yapmakta oldukları, yapacakları yerli ortaklıklar v.b.g. partnerlikler için de geçerlidir. Hiçbir durumda, alibi fonksiyonlu, sözde birlikteliklerle elde edilmek istenen sahte üreticilik, üretkenlik v.b.g. aldatmacalarla, gerçekleştirilmesi kaçınılmaz istem olmak zorunda olan know-how transferinin, aldatmaca ile, engellenmesine izin verilmemelidir!